Gebelik haberinden başlayıp yaklaşık olarak 37-42 hafta dolana kadar bebeğinizle geçirdiğiniz bu güzel yolculukta mutlu sona yaklaşmak üzeresiniz. Ancak bu 9 aylık gebelik yolculuğunuzun sonuna gelirken kafanızı yeni bir soru meşgul etmeye başlar: Doğum nasıl olacak? Doğum zamanı yaklaştığında uzman hekiminiz size doğum şekilleri konusunda çeşitli bilgiler verebilir. Sizinle bu konudaki öngörülerini paylaşabilir. Zira gebelik sürecindeki her aşama gibi doğum şekli, doğum anı ve doğum sırasında yaşanacaklar da tamamen size özel yaşantılardır. Bu noktada gebeliğinizin seyri, sizin ve bebeğinizin sağlık durumu, gebelikte kaçıncı haftada olduğunuz gibi detaylar doğum şeklinize karar verme noktasında belirleyici etkiye sahip olabilir. Bu dönemde kafanızda çeşitli soru işaretlerinin olması ve doğum zamanı yaklaştıkça kaygı düzeyinizin artması çok normaldir. Ancak konu hakkında bilgilenmek ve uzman hekiminize güven duymak kaygılarınızı azaltmanıza yardımcı olabilir.
Normal Doğum Nedir?
Normal doğum, herhangi bir cerrahi müdahalede bulunulmadan bebeğin rahim kasılmaları sonucu vajinal yoldan dünyaya gelmesine denir. Gebelikte haftalar ilerledikçe aklınıza normal doğum kaçıncı haftada olur sorusu gelebilir. Bu doğum şekli ile doğum, genellikle gebeliğinizin 37 ile 42. haftaları arasında meydana gelir. Bu süreler göz önünde bulundurularak doğum çantası, anne-bebek alışverişi, bebek odası düzenlenmesi gibi çeşitli hazırlıkları son ana bırakmamanız zorluk yaşamamanız açısından önemlidir.
Doğumu ilk kez yaşayacaksanız bu anın ayırdına varmak ve tanımlamak sizin için pek kolay olmayabilir. Bu bakımdan doğumun başladığını gösteren normal doğum belirtileri yönlendirici olabilir. Şimdi gelin, bunları sıralayalım:
- Düzenli aralıklarla kasılmalar yaşanır.
- Halk arasında nişan diye bilinen kahverengimsi ya da pembemsi renkte kanlı ve mukuslu bir akıntı görülebilir. Bu mukuslu yapı gebelikte bebeği enfeksiyonlardan korumakla görevlidir. Doğum başladığında bu tıkaç da atılır.
- Bebek anne karnındaki kesede yer alan amniyon sıvısı içerisinde bulunur. Doğum sancıları yoğunlaşınca kese yırtılır ve amniyon sıvısı akabilir.
- Sırt ağrıları görülebilir.
- Bebeğin başının doğum kanalına oturması sebebiyle sık sık idrara çıkma isteği olabilir.
- Bebeğin doğum için aşağı inmesi sonucu mide ve diyafram kısmında rahatlık hissi yaşanabilir.
Tüm bu belirtilerin kişiden kişiye farklılık gösterebileceğini, belirtilerin hepsini yaşamayabileceğinizi göz ardı etmemenizde fayda var.
Bebeğin gelişimi tamamlandıktan sonra rahimde kasılmalar ile başlayan bu doğum şeklinde gerçek doğum sancıları başlangıçta 10-15 dakikada bir gelir. İlerleyen dakikalarda kasılma sıklığı 2-3 dakikaya düşer. Bu esnada kasılma şiddeti ve sancılarda artış görülür. Sancılarınız artsa da biraz daha beklemeniz gerekebilir; çünkü doğumun gerçekleşebilmesi için kasılmalarla birlikte rahim ağzının 8-10 cm açılması gerekir. Son aşamada itme ve ıkınma hareketleri ve rahimdeki kasılmalar sayesinde, bazı durumlarda birkaç dakika içerisinde bazı durumlarda ise saatler sonra, bebek vajinal yoldan dünyaya gelir, plasenta rahimden ayrılır. Bu zorlu yolculukta işte mutlu son… 9 ay her şeyden sakınarak büyüttüğünüz minik bebeğiniz artık kucağınızda…
Normal doğum yapanlar doğum sonrası genellikle hızlı bir toparlanma ve iyileşme sürecine girerler. Bununla birlikte doğumun uzun sürmesi, zorlu olması, epizyotomi (doğum esnasında vajinal açıklığın genişlemesini sağlamak ve istenmeyen yırtıkları önlemek için yapılan kesi işlemi) gibi sebepler iyileşme süresini etkileyebilir.
Sezaryen Doğum Nedir?
Sezaryen doğum, normal yoldan doğumun mümkün olmadığı durumlarda bebeğin, annenin batın (karın) bölgesinden çıkarılması ile gerçekleştirilen bir doğum şeklidir. Gerekli durumlarda tercih edilen sezaryen doğum cerrahi bir müdahaledir, ameliyatla bebeğin dünyaya gelmesine vesile olunur. Bu bakımdan bunu zorunlu hale getirecek anne ve bebek kaynaklı bazı sebepler olabilir.
Daha önce rahim operasyonu geçirmiş olmanız, sezaryen doğum geçmişiniz olması, hipertansiyon, kalp gibi çeşitli hastalıklarınızın olması, plesantanın rahim ağzında bulunması, rahim ağzının açılmaması, eklampsi ve preeklampsi (gebelik zehirlenmesi), bebeğin başıyla doğum kanalınızın uyumsuz olması, plesantanın erken ayrılması, ilerlemeyen doğum süreci sizinle ilgili sebepler arasında yer alır. Bebeğin stresli olması, kalp atışlarında değişimlerin görülmesi ya da oksijensiz kalması, bebeğin ayak (makat gelişli) ya da omuz (transvers pozisyon) gelişli olması, kordon dolanması gibi sebepler ise sezaryeni zorunlu hale getiren bebeğe ait nedenler arasında yer alır.
Sezaryen, doğum anında görülen sorunlar sebebiyle aniden planlanabildiği gibi; normal doğumdan ürkmeniz, sezaryen doğum geçmişinizin olması, rahim ameliyatı geçirmiş olmanız gibi sebeplerle planlı bir şekilde de yapılabilir. Sezaryen doğum kaçıncı haftada olur sorusunun cevabını daha çok sezaryen doğumun planlı yapıldığı durumlarda vermek mümkündür. Bu durumlarda uzmanlar genellikle bir aksilik olmadığı sürece gebeliğin 39. haftasını uygun görürler.
Sezaryen ameliyatı öncesinde, gerekli tahlil ve tetkikler yapılır. Damar yolu açılır, ilaçlar verilir, operasyon sırasında idrar çıkışını sağlaması için sonda kateter uygulanır. Genel, epidural ve spinal anestezi adı verilen yöntemlerden biri uygulanır. Epidural ve spinal anestezi denilen lokal yöntemlerde anestezi, belin arka kısmına uygulanan bir iğne vasıtasıyla gerçekleştirilir. Anestezi uygulandıktan sonra pubik tüylenmenin başladığı çizginin üzerine yatay şekilde bir kesi atılır. Aradaki katmanlar aşıldıktan sonra, rahime de atılan kesi sonrası bebeğe ulaşılır ve doğum gerçekleşir. Doğum sonrası yaklaşık 10 cm uzunluğundaki bu kesi bölgesine sezaryen dikişi yapılır. Ve mutlu son… 9 ay boyunca merak ettiğiniz bebeğinizi şimdi dünya gözüyle seyretme zamanı…
Normal Doğum ve Sezaryen Doğum Arasındaki Farklar Nelerdir?
Gerek uygulanma şekli gerekse doğum sonrasındaki etkileri bakımından bu iki doğum türü birbirinden oldukça farklıdır. Kendi içlerinde avantaj ve dezavantajları da bulunan bu iki doğum şekli arasındaki farklar şöyle sıralanabilir:
- Normal doğum, doğal seyrinde ilerleyen bir doğum şeklidir. Bu yüzden çeşitli sağlık sorunları ve epizyotomiden kaynaklanan bir problem olmadığı müddetçe daha kısa sürede toparlanmanıza ve normal yaşantınıza dönmenize imkân tanır. Sezaryen doğum yapanlar ise ameliyat kesisi sebebiyle ortalama bir haftalık bir toparlanma süresine ihtiyaç duyabilir.
- Normal yolla gerçekleşen doğumda anne genellikle 24 saat sonra taburcu edilirken, sezaryen sonrası taburculuk 48 saat sonra gerçekleşebilir.
- Sezaryen sonrası genellikle ameliyattan kaynaklı ağrılarınız olabilir. Bunun için ağrı kesicilere ihtiyaç duyulabilir. Normal yolla gerçekleşen doğumlarda ise böyle bir durum yaşanmaz.
- Normal gerçekleşen doğumlarda bebek doğum yolundan geçerken vajen florasında bulunan bakterilerle karşılaşır. Bebeğin bağırsak ve burun florasını şekillendiren bu bakteriler, dengeli ve iyi bir bağışıklık sisteminin oluşmasında etkindir. Sezaryende ise doğum batından gerçekleştiği için bebek bu bakterilerden faydalanamaz.
- Normal şekilde gerçekleşen doğum sonrası kısa sürede ayağa kalkmanız mümkündür. Kendi ihtiyaçlarınızı giderebilirsiniz; ancak sezaryen sonrası hemen ayağa kalkabilmeniz için belirli bir süre geçmesi gerekir. Desteksiz kalkmanız önerilmez.
- Normal doğumdan yaklaşık bir hafta sonra egzersiz yapmanızda bir sakınca görülmez. Fakat sezaryen sonrası yaklaşık 6 ay boyunca dikişleri zorlayan hareketlerden kaçınmanız önerilir.
- Normal yolla doğum yaptıysanız vajina hijyenine dikkat etmeniz önemlidir. Bu bölgenin kuru ve temiz kalmasını sağlamanız gerekebilir. Sezaryen ile doğum yaptıysanız ise dikiş yerlerinizi enfeksiyonlardan korumanız, pansumanlarınızı ihmal etmemeniz gerekir.
- Sezaryen sonrası ilk zamanlarda bebeğinizi tek başına kucaklamanız ve emzirmeye almanız mümkün görünmez. Birinin yardımı gerekebilir. Ancak normal doğumda böyle bir durum yaşanmaz.
- Normal yolla gerçekleşen doğumlarda çeşitli organ sarkmaları görülebilir. Sezaryende böyle bir duruma genellikle rastlanmaz.
- Normal yolla gerçekleşen doğum esnasında komplikasyon görülme olasılığı sezaryene göre daha düşüktür.
- Sezaryen doğum, zorunlu durumlarda hayat kurtarıcı bir fonksiyona sahiptir.
İster sezaryen ister normal, hangi şekilde olursa olsun önceliğiniz sizin ve bebeğinizin sağlığı olmalıdır. Her iki durumda da zorluklarla karşılaşabilirsiniz. Ama emin olun, artık bir anne olarak kendinizde her şeyle daha iyi ve hakkını vererek mücadele edebilecek bir güce sahip olduğunuzu hissedeceksiniz.