Yetişkin bireylerde olduğu kadar bebeklerde de oluşabilen hıçkırık çoğu zaman kendiliğinden geçer. Ancak mekanizması gereği hıçkırık karmaşıktır ve az da olsa sağlıkla ilgili önemli patolojilere işaret eder. Ebeveynler alışık olmadıkları bu durum karşısında endişeye kapılabilir. Oysa bebekler henüz anne karnındayken bile hıçkırmaya başlar. Öksürük gibi vücudun temel savunma reflekslerinden biri olan hıçkırığın kesilmesi için bir şeyler yapmak yerine hiç oluşmaması üzerine yoğunlaşmak hem bebek hem de ebeveynler için daha avantajlıdır. O halde hıçkırık neden olur ve önlemek için neler yapılabilir, gelin birlikte öğrenelim.
Hıçkırık Nedir? Neden Olur?
Yenidoğan ve bebeklik döneminde görülebilen hıçkırık, meydana geldiği süre boyunca beslenme ve uyumayı genellikle etkilemez. Sıklıkla 5-10 dakika içinde kendiliğinden geçer ve tedaviyi gerektirmez. Benzer durum yetişkinler için de geçerlidir. Aradaki fark şudur: Yetişkinler hıçkırık tuttuğu zaman farkında olurlar ve sıklıkla önlemek amaçlı birtakım davranışlarda bulunurlar. Ancak bebek hıçkırması çoğu zaman kendiliğinden geçtiği için bilinçli olarak önleme davranışında bulunulmaz.
Hıçkırık refleksinin temel mekanizması diyafram kasının kasılması ve bunun sonucunda ses tellerinin hızla kapanmasıdır. Diyafram kası insanların nefes alırken kullandıkları ana ve en güçlü kastır. Yenidoğan hıçkırık oluşurken diyafram kası henüz tam olarak gelişmediği için çıkarılan ses daha incedir. Hapşırma ve öksürme gibi bebeklerin ve yetişkinlerin temel refleksleri arasında yer alan hıçkırığın patolojik bir duruma işaret etmesi, altta yatan metabolik bir hastalığın varlığı durumunda görülür. Bunun için normalden fazla süren ve çeşitli önlemlere rağmen geçmeyen hıçkırıkların tedavisi için pediatrik beslenme ve metabolizma kliniklerine başvurulması faydalı olabilir.
Bebeklerde Hıçkırık Neden Olur?
Yenidoğan bebeklerde hıçkırık, anne karnında başlar ve yaşamı boyunca çeşitli zamanlarda ortaya çıkar. Her ne kadar somut bir neden ortaya konulamasa da oluşmasında çeşitli faktörler etkilidir. Mide içerisinde gereğinden fazla hava olması, gastrointestinal sistem içerisinde yer alan organ veya kan damarlarının stres altında olması ya da yemek borusunun tahrişi bu faktörler arasındadır. Bebeklerde hıçkırık neden olur sorusunun cevabı ise bilimsel araştırmalar sonucunda henüz netlik kazanmamıştır. Eğer bebek veya yenidoğan yeteri kadar yutkunamıyorsa, çok fazla besleniyor ya da hızlı besleniyorsa hıçkırığın ortaya çıkabilir. Çünkü bu durumlar nefes alışverişini, dolaylı olarak da diyafram kasının kasılıp gevşemesini olumsuz etkiler. Diyafram nefes alırken aşağı doğru hareket ederek kasılır. Nefes verirken de tam tersi yukarı doğru kubbeleşir ve gevşer. Bu mekanizma kısa süreli olsa bile çeşitli etkenler aracılığıyla bozulursa hıçkırığın ortaya çıkması doğaldır. Etken ortadan kalkınca kendiliğinden geçer. Ebeveynlerin bebeklerde hıçkırığın kendiliğinden geçen bir olay olduğunun bilincinde olmaları önemlidir.
Yenidoğan Bebeklerde Hıçkırık Görülmesi Ciddi midir?
Yeni doğan bebeklerde hıçkırık, yetişkinlere ve daha büyük bebeklere nazaran daha önemlidir. Çünkü yemek borusunun tahrişinde yenidoğana tedavi uygulamak güç olur. Dolayısıyla bebek sürekli olarak hıçkırık refleksini gösterir. Bunu hıçkırık oluşmadan önlemek için kullanılan ilaçların, anne sütünün ya da mamaların bebeğin yemek borusunu etkilemeyecek düzeyde ve pozisyonda verilmesi oldukça önemlidir. Örneğin annenin uygun emzirme pozisyonunda olmaması, hastalık halinde bebeğe yemek borusunda kalabilecek ilaçların verilmesi veya gelişim sürecine uygun mamaların tercih edilmemesi bebeğin yutağında ciddi problemlere yol açar. Bu ise yenidoğan bebeklerde hıçkırık neden olur sorusunun cevabını oluşturur. Bununla beraber yenidoğan hıçkırığının yetişkin ve diğer bebeklere oranla daha az müdahale edilebilir olması da önemli bir husustur. Yeni araştırmalara bakıldığında hıçkırığın solunum sistemi ile doğrudan alakalı olmadığı, bebeklerin kendilerini stres altında bulduklarında vücutlarında kendiliğinden ortaya çıkan bir refleks mekanizması olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla bebeğin oksijen kapasitesi gibi hayati öneme sahip değerleri düşmediği sürece oluşan hıçkırığın önlenmesi gereksizdir.
Hıçkıran Bebeğe Ne Yapılmalıdır?
Hıçkıran bebeğe yaklaşımda öncelikli olarak beslenme esnasında doğru hareket edilmesine özen gösterilmelidir. Bebeğin midesinde gaz yapan gıdaların sürekli olarak verilmesi hem ebeveynleri hem de bebekleri huzursuz eder. Böyle durumlarda bebek sık ve uzun süreli hıçkırıyorsa pozisyonuna bakılmalı ve uygun değilse değiştirilmelidir. Anne sütü, mama veya ek gıda alıyorsa bunların sık ve küçük miktarlarda verilmesi sağlanmalıdır. Hıçkıran bebek tok mudur sorusuna ise uzmanlar şu şekilde cevap verir: Eğer anne, bebeğine onun mide kapasitesinden daha fazla besin verdiyse, bu besin mideden yemek borusuna doğru hareket edecek ve bebeğin soluk alışverişi esnasında diyafram kasının hareketlerini hızlandırarak bebekte hıçkırığa yol açacaktır. Bunu önlemenin yolu bebekte oluşan gazın sürekli olarak çıkarılmasıdır. Ayrıca biberonun gereğinden fazla havayı bebeğin soluk borusuna vermediğinden emin olunmalıdır. Bebeğin sırtı ovularak hıçkırığın önlenmesi mümkündür. Bir diğer yöntem ise hıçkıran bebeğe emzik verilerek spazma girmiş diyafram hareketlerini önlemektir. Bebekler hıçkırırken endişeli ve gergin oluyorsa kucağa alınıp sakinleşmesi sağlanabilir. Mümkün değilse kanguru/wrap gibi gereçlerden yararlanılabilir.
Genel olarak hıçkıran bebek için hemen endişelenmeye gerek yoktur. Çünkü bebeklerde hıçkırık oluştuktan sonra yalnızca o anlık beyin ve solunum sisteminde geçici bir sorun oluşur ve bebek de kendini bu soruna karşı savunmak için hıçkırır. Beyin ve akciğerler bu karmaşık refleks sayesinde pek çok hastalıktan korunmuş olur. Refleks olduğu için hem yetişkinler hem de bebekler bunu kontrol altına alamazlar ve hıçkırık, diğer tüm reflektif olaylar gibi beynin otomatik oluşum mekanizmaları arasında yer alır. Müdahale edilmesi gereken türleri olmakla beraber genele bakıldığında bu oran oldukça düşüktür.